Ramazan Teknikel’in son öykü kitabı Piyangocunun Ölümü
Yazar RamazanTeknikel yaşayan yetenekli yazarlarımızdan Ramazan Teknikel’in Piyangocunun Ölümü kitabı Cumhuriyet Kitapları’ndan yayımlandı.
Edebiyatımızın her dalında kitap yayımlamış, yazarlık geleneğimizde Adnan Binyazarların, Talip Apaydınların damarından Anadolu'dan doğmuş bir yazar Ramazan Teknikel. Son kitabı Piyangocunun Ölümü'nde, özellikle öykümüzde -romanımızda da öyle- konuşma (diyalog)ların kaybolduğu bu zamanlarda Ramazan Teknikel edebiyatta konuşmanın önemini kitaptaki öykülerinde yeniden gündeme taşıyor. Yeni yetme yazarların uzun boğucu yalan yanlış cümlelerle anlatıma boğduğu edebiyatımızda Ramazan Teknikel’in Piyangocunun Ölümü bir işaret gibi. Roman ve öyküde ‘diyalog’, anlatımı tamamlayan, yazar orada anlatırsa bir sayfayı harcayacağı uzunluktan hem okuru kurtarır hem kendini. Kahraman/lar tam orada konuşur ve anlatılanı tam kalbinden vurur. Az ve öz konuşmadır bu. Yazının ekonomisi kahramanların konuşma imi içindeki varlıklarıdır bir anlamda. Ramazan Teknikel, Piyangocunun Ölümü, Cumhuriyet Kitapları, 2025 “'Biliyorsun değil mi?’ dedi Diğeri pek bir şey anlamamıştı. 'Neyi?' Dedi.' ‘Neyi biliyor muyum?’ Biraz da gülümseyerek açıkladı: 'Martıların renklerinin son yıllarda neden böyle alaca bulacalı bulacalı olduğunu... Baksana bir, hiç martıya benziyorlar mı? Hiç böyle alacalı bulacalı martı rengi mi olur? Martı dediğin sütbeyaz olur.’ 'Hayır, bilmiyorum' dedi. ‘Neden öyle ki?' 'Zaten bunu çok insan bilmiyor ya ...’ Dört güvercin gelip hemen yanlarına konup oturdukları bankın etrafında dönmeye başladılar.” (“Martıların Cinliği”, s. 61) "Adam duymuştu ki Anneler Günü'nde annelerine çiçek alanlar oluyor, gidip kırlardan toplamış olmalıydı, Yanma gidip de “güzelim saksı çiçekleri varken, kimse bu çiçekleri almaz ki” denmezdi. Kendi yaşlarında biri, "Kaça bunlar?” diye sordu. Adam sorulmuş olmasına sevindi. 'Sadece on lira' dedi. Herhangi bir boş alanda, henüz çevre düzenlemesi yapılmamış apartmanların bahçelerinde de çokça görebildiğimiz kendiliğinden yetişen çiçeklerdi bunlar.” (“Çiçeğin Hası” s. 73) Bunu yapabilmek de yetenekli yazarların işidir. Kolay görünse de zordur; gereksiz laf kalabalığına boğanlar çoktur. Orhan Kemal, Talip Apaydın, Fakir Baykurt, Tarık Dursun K. Muzaffer Buyrukçu, Necati Güngör bu özelliğin ilk aklıma gelen ustalarıdır. Usta yazar, bir diyalog cümlesiyle, karakterin veya olayın bütün özelliğini okura aktarmayı başarana denir. Ramazan Teknikel’in Piyangocunun Ölümü adlı kitabında her biri hareket eden, düşünen, duyan günümüz insanımızı konu ettiği “Anladı", “Yerinde Oto 'Tamiri”, “Sadece Beş Dakika”, “Tepsi", "Bir Gece Koşusu”, “Cemil", “Mahalle Berberi”, “Organik", “Güvercinler", “Şemsiye", “Otobüste", “Müthiş Proje", “Martıların Cinliği", “Bahçeli Ev", “Spor Yapmak Onunla Güzeldi”, "Çiçeğin Hası", “Sevimsizleşti Süs Havuzları”, "Eşlikçi", “Parkta Bir Öğle Üzeri", “İşyeri Açma Düşü", “Aile Mesleği", “Öte Yan Üşümez", “Bir Kayısı Mevsimi", “Yeni İş Alanı", “Piyangocunun Ölümü" adlı birbirinden güzel 25 öykü yazmış. Edebiyatımızın gittikçe uzaklaştığı sokaktaki, hayatın hay huyu içindeki sıradan insanlarımıza sevgiyle yaklaşan 'teknik' bir 'el'den çıkmış sıcacık öyküler... Ahmet Yıldız
Gercekedebiyat.com


















YORUMLAR